Çin Guilin'de Miao Halkı kıyafetleriyle

10 Eylül 2012 Pazartesi

Polonya-Kültür

POLONYA- KÜLTÜR
Kopernik’in, Chopin’in, Marie Curie’nin ve Amerikan film şirketi Warner Brothers’ın sahibi dört erkek kardeşin ülkesinde kültürel farklılıklara rastlıyorum. Anneannem ekmek yere düşünce üç kez öpüp alnına koyardı, Polonyalılar da öpüyor. Onlar için ekmek kutsal. Bizler nasıl çok içtikden sonra işkembe çorbası içiyorsak onlar da zapiekanki yiyorlar. Ekmek somununu uzunlamasına ikiye kesip üstüne peynir ve mantar koyup fırınlıyorlar ve ketçapla yiyorlar.

Ormanlarda ve dağlarda mantar toplamak onlar için bir haftasonu eğlencesi. 2008 istatistiklerine göre her Polonyalı senede 17lt votka içiyor. Durum böyle olunca da sabahın köründe sarhoşları sokaklarda görebiliyorsunuz. Krakow meydanında kahve içerken yaşlıca bir adam sallanarak masasından kalkıyor ve diğer masaları devirerek yere düşüyor. Polonya’da votkayı kieliszek denen 50ml’lik shot bardaklarından içiyorlar. Bir dikişte içmeleri adetten. Votka gırtlakdan geçer geçmez çok yakmasın diye ya soda içiyorlar ya da birşeyler atıştırıyorlar. Bahşişi masaya bırakmak Polonyalılara göre çok kaba bir davranış, aman dikkat!

Rehber kitaba göre Polonyalıların bir atasözü var, ‘evdeki misafir evdeki Tanrı demekdir’. Oysa 2 yaşındaki bebeğini bir müddet oyaladığım Polonyalı anneye ya da treni sorup gülümseyerek baktığım kadından aldığım buz gibi surat ifadesiyle şaşakalıyorum. Oysa Amerikada yaşayan, birlikte JP Morgan’da çalıştığım Dorotha oldukça güleryüzlüydü.

Papa John Paul II gerçekten bu kadar çok kiliseyi dolaştı mı bilemiyorum ama bir sürü kilisede onun resmi var. İsa, Meryem bir de John Paul II, anlayacağınız. Polonya’nın %95’i Katolik.

Erkekler kadınlara sık sık çiçek hediye ediyor ama buketin çift sayıda olmaması gerekiyor, yoksa uğursuzluk getiriyor. Gül özel günlerde alınıyor. Kimse kimseye ayakkabı almıyor, çünkü alan kişi diğerinin hayatından çıkar diye bir inançları var. Eğer bir şeyi evde unutup almak için geri dönerlerse bunun kötü şans getireceğine ve eğer biri ayakkabısını masanın üstüne koyarsa birinin öleceğine inanıyorlar.

Polonyalılar doğumgünü yerine isimgünlerini kutluyorlar. İnsanlar çocuklarına azizlerin isimlerini veriyorlar. Azizlerin isimlerine karşılık gelen günler var. O günlerde çocuklara hediyeler veriliyor.

Polonya TV’sinde Çince Jackie Chan filmi oynuyor. Adamın teki arkada düz metin okur gibi tercüme ediyor tüm filmi. Dublaj yok, altyazı yok.

Polonyalılar homoseksüellerden pek haz etmeyen bir toplum, öyle ki bir ara Teletubbies oyuncağı Tinky Winky’nin –ki bu oyuncak erkek- kadın çantası taşımasının çocuklar üstündeki etkisini bile araştırmışlar.

Polonya’da kırmızı ışıkda yürüyen yayalara 25 euro ceza kesiyorlar. Burda da korsan taksi var. Tuvaletlerdeki üçgen erkeği, yuvarlak ise kadın tuvaletini temsil ediyor.

Polonyalılar leyleklerin şans getirdiğine inandıklarından çatılarına vagon tekerlekleri  yerleştiriyorlar ki leylekler yuva yapsın. Telefon şirketleri bile kulelerini leyleklere uygun yapıyor. Hikayeye göre Nuh’un gemisine binmek istemeyen leyleğe Tanrı tarafında kibrini hatırlatmak için kanatlarındaki siyah çizgi verilmiş. Yuvası Afrika olan bu kuş o günden beri Mısır ve Polonya arasında uçarak yuvasını aramaktaymış.

Polonya, Avrupa’yı tarih öncesi çağda kaplayan ormana hala sahip tek ülke. Ormanlarında 500 yıllık meşe ağaçları var.

Polonya’da olduğum süre içinde gazeteleri inceliyorum. En büyük haber Amber Gold denen piramit şeklinde çalışan bir şirketin milleti dolandırması. Altına yatırım yapacağız, %10 kar elde edeceksiniz diye 50,000 kişiden 24milyon dolar toplamış sonra da batmış. İşin ilginç yanı başbakan Tusk’ın oğlunun bu şirkete danışmanlık yapması.

Naziler Polonyayı işgal ettikden sonra burda bulunan bir at çeşidini Almanyaya kaçırıp ari atı üretmeye çalışmışlar. Şimdilerde Polonya’da üretilen bu atlar her sene yapılan uluslararası bir açık arttırmayla satılıyor. Bu senenin en pahalı atı 440bin euroya Birleşik Arap Emirliklerinden birine satılmış. İkinci en pahalıyı ise 370bin euroya Rolling Stones’un davulcusunun eşi almış. Bugüne kadar satılan en pahalı at ise 2008’de 1.25milyon euro’ya Birleşik Arap Emirliklerinden birine satılmış.

Polonya’da da inşaat sektörü patlamış ve yabancılar çok ev alıyormuş. Aile yapısı değişmeye başlamış. Erkekler bebekleri olduklarında 14 gün ücretli izin alabiliyormuş. Kadınlara şiddet hala bir sorun. Çingeneler ardından da Araplardan pek haz etmiyorlar. Tüm bunlar bakanlıkdan verilen bilgiler.