Çin Guilin'de Miao Halkı kıyafetleriyle

29 Nisan 2013 Pazartesi

Yeni Workshop

4 Mayıs cumartesi akşamı workshop’umda konumuz Çin.
  • Çin’de kanunlara göre kadınların 20 yaşından küçük, erkeklerinse 24 yaşından küçük evlenmesinin yasak olduğunu,
  • Geleneklere göre sadece yedi durumda boşanmanın söz konusu olabildiğini,
  • Ortak dilleri Mandarin olsa da 50’den fazla etnik azınlığın olduğunu,
  • Arabasını otobanlarda sürmek isteyenlerin devlete 20,000 TL ödemesi gerektiğini
Biliyor muydunuz?

Gelebilecek olanlar bildirebilirse salonu ona göre ayarlamaya çalışacağım.
Salon kirası geçen seneden bu seneye değişmedi, gene yediğiniz içtiginiz hariç 20 TL.
Saat: 20:00 -22:00
Mekan : Kafika, Fındıklı
 

28 Nisan 2013 Pazar

FMV Özel Işık Lisesi II. Uluslararası ‘Spectrum of Education’ Sempozyumu

28 Nisan 2013’de FMV Özel Işık Lisesi Ayazağa kampüsündeki II. Uluslararası ‘Spectrum of Education’ Sempozyumuna ‘Peru’dan Taaa...hitilere Kültürel Farklılıklar’ adlı konuşmamla katıldım.
 



Türk Kültür Vakfı aracılığıyla, ABD, Almanya, Belçika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Gana Cumhuriyeti, Hindistan, İngiltere, İtalya, İzlanda, Kolombiya, Letonya, Macaristan, Norveç, Rusya ve Sırbistan’dan gelen konuşmacılar vardı.

Benim konuşmam için simultane tercüman sağlanmamıştı. Gelen Hintli bayanı kapıdan çevirmek zorunda kaldık. Bayan ‘ama bu çok ilginç bir konuşma nasıl olur’ dedi. Ardından büyük bir yabancı dinleyici kitlesi aynı sebeple kapıdan geri dönüyordu ki, Türk dinleyicilere konuşmamı iki lisanda yaparsam rahatsız olup olmayacaklarını sordum. Çok kibardılar ve ‘tabii ki olmayız’ dediler. Ben de konuşmamı İngilizce ve Türkçe yaptım. Böyle olunca anlatmayı planladığım herşeyi anlatamasam da vermek istediğim ana fikri verdiğime inanıyorum. Yani ‘dünyadaki diğer insanlarla her konuda aynı fikirde olamayacağımızı kabul etmek’, kısacası ‘co-exist’!

Mezun olduğum okulumda böyle bir sunum yapmak bana çok keyif verdi, dinleyenler de keyif almış olacak ki kitabınız var mı diye sordular. Ben de onlara Türkiye’de kitap bastırmanın ne zorlu bir yolculuk olduğunu anlattım.   


 
Aslında anlattığım konular o kadar hassas ki, Hindu bayanın dininden bahsederken rahatsız olmasından çekindim, onların kutsal sayıp günahlarından arınmak için yıkandığı Ganj nehri bizim için 100 ml’sinde 1.5 milyon coliform bakterisiyle mikrop yuvası.  

Herşey bakış açısı aslında... Amerika’da Hiroşima’ya bomba atan pilotun konuşmasına gittiğim de dinleyicilerin onu ayakta alkışlayıp ‘sayende yaşıyoruz, savaşı sen bitirdin’ demesine şaşırmıştım. Benim için Hiroşima’ya atılan bomba bir insanlık ayıbıydı. Amerikalı arkadaşım ise Türklerin böyle düşünmesine şaşırmıştı.



Amerikalının dediği gibi ‘agree to disagree’...


Türkiye Gezginler Kulübü Ödül Töreni

10 Nisan 2013’de Türkiye Gezginler Kulübü, 50 ülkeden fazla seyahat edenlere ödül verdi. Ödül töreni muhteşem Sait Halim Paşa Yalısında yapıldı, şansımıza hava güneşliydi.



Gazeteci arkadaşım Betül Altınbaşak’la tören öncesinde boğaza nazır kahvaltı keyfi yaptık. Kimbilir neler yaşandı bu yalıda, ne hüzünler, ne mutluluklar...



Ödül törenine bir ülke kıyafetiyle gelmek zorunluydu. Ben de bir Türki cumhuriyeti kaftanı seçtim. Herkes ilginç bir kıyafetle katılmıştı törene.




Ödülümü Kulübün başkanı sayın Prof. Orhan Kural’dan aldım.




Ödülümü alırken dedim ki, ‘gezerken dünyayı tanıdım ama ondan da önemlisi kendimi tanıdım, zayıf yanlarımı, güçlü yönlerimi, limitlerimi, neden zevk aldığımı öğrendim’. Eh bu da az şey değil öyle değil mi?

18 Nisan 2013 Perşembe

Spectrum of Education II- FMV Işık Lisesi

28 Nisan Pazar, FMV Işık Lisesi Maslak'da 'Spectrum of Education' Semineri kapsamında, sabah 9'da Salon 2'de gezdiğim 61 ülkede gördüğüm kültürel farklılıkları anlatacağım 'Perudan Tahitiye Kültürel Farklılıklar' adında bir sunumum olacak.

Myanmarlılar Güneşten Nasıl Korunuyor?

Bizler yaz geldiğinde güneş altında bronzlaşmaya çalışırken, Asyalılar beyaz kalmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Asya'daki tüm ülkelerde insanlar yanmamak adına o sıcak ve nemde uzun kollu kıyafetler giyip kimi zamanda eldiven giyiyorlar. Phuket adasında güneşlenirken masaj yapan Taylandlı kadın ne güzel bembeyazsın demişti. Ben de ona biz sizin gibi olmak için güneşleniyoruz demiştim. Anlayamamıştı...

Myanmarlı kadınlar sandal ağaçını bir taşa sürüp biraz da su ekliyorlar ve elde ettikleri beyaz kremsi talaşla suratlarını boyuyorlar. Buna thanakha deniyor ve güneş kremi yerine kullanılıyor.


Asya'da krem alırken dikkat edin çoğunun içinde beyazlatıcı oluyor. Sokaklarda bol bol beyazlatıcı krem reklamlarına denk geliyorsunuz.





 Kimisi de bu thanaka işini bir sanat haline getirmiş, her tür deseni yapıyor.

16 Nisan 2013 Salı

Etiler Dinlenme ve Bakımevinde Kültürel Farklılıklar Çalıştayım (15 Nisan 2013)

15 Nisan'da Etiler Dinlenme ve Bakımevinde Kültürel Farklılıklar Çalıştayı yaptım. 20 dakika erken gittim salona. Çoktan yerlerini almışlardı. Seni bekliyorduk dediler...



Bir hanım Amerika'da postacıyla bir anısını anlattı. Nerelisin sorusuna Türküm cevabını alınca, bir dönsene arkanı demiş. Niye demiş Türk bayan. Türklerin kuyrukları var diyorlar, doğru mu diye bakıcam demiş postacı.


Bir başka hanım dedi ki, ben Amerika'ya gittiğimde İngilizce sözcüğü karıştırıyordum. Bir de baktım Türk sözcüğünün karşısında barbar yazıyor, hemen yırttım attım sayfayı. Artık değişmiştir di mi? Değişmez mi artık Amerikalıların en popüler destinasyonları arasında İstanbul.


Bir bay İngilizcemi test etti, 'how are you' diyerek. Mutlu anılarla ayrıldım yanlarında, bir dahaki çalıştaya kadar...


8 Nisan 2013 Pazartesi

Myanmar'da Rahipliğe İlk Adım

Myanmar'da her erkek hayatında iki kez manastırda geçici olarak rahip olarak kalıyor. Biri 10-20 yaş arası diğeri 20 yaş sonrası. Sahip oldukları iaşe başkalarınca verilmelidir. Parlak roblar 15 yaş altındayken veriliyor, koyu renk roblar ise daha sonraki yaşlarda. Sahip olabildikleri diğer şeyler traş bıçağı, yemek iaşelerini aldıkları kase, suya düşen sinekleri tutmaya yarayan filtre, şemsiye ve bardak.



Rahibeler ise saçlarını kazıtıyor ve pembe rob giyiyorlar. Rahibeliği meslek olarak seçmek pek hoş karşılanmıyor ve kadının toplumsal sorumluluklarından kaçtığı düşünülüyor.



 
Çocukların tapınağa gitmesi sünnet alayı gibi. En önde bir filin üstünde yanaklarına, gözlerine makyaj yapılmış bir erkek çocuk, ardında atların üstünde diğer erkek çocuklar, onların ardında çocukların denklerini kafalarında taşıyan anneler, arkasında rengarenk süslenmiş kağnı arabalarında akrabalar... Babaların görevi de çocuklarını güneşten korumak için süslü şemsiyeler tutmak. Kızların da bu tören sırasında tapınakda kulaklarına küpe için delikler açılıyor.
















Tapınakda müzik çalıyor, ailece dans ediyorlar. Ardından da konu komşuya yemek veriyorlar. Kapıda ise bir adam hediye edilen paraları bir deftere işliyor ve hediye verene bir yelpaze hediye ediyor.








Çocuklar tapınakda bulundukları sürece anne babalarına ‘kardeş’ diye hitap ediyorlar çünkü tüm Budist toplum onların kardeşi. Her sabah kendi yemeklerini bulabilmek için dilenmeleri gerekiyor böylece de egolarını öldürüyorlar. Fazla toplanan yemekler tapınakda çalışanlarla paylaşılıyor. Çocuklara tapınakda tuvalet temizleme de dahil her işi yaptırıyorlar.

6 Nisan 2013 Cumartesi

Adı Neden Şeker Bayramı?

Dünya Müslümanları ‘Ramazan Bayramı’ yada ‘Eid’ derken biz neden ‘Şeker Bayramı’ deriz hiç düşündünüz mü? Ben hep merak etmişimdir. Bugün cevabını Topkapı Sarayı öğrendim. Osmanlı zamanında Babüssaade Kapısının önünde bayram günleri cevizli baklava, şerbet ve akide şekeri dağıtılırmış. Bu yüzden de Ramazan Bayramı ‘Şeker Bayramı’ diye anılır olmuş.
Babüssaade Kapısı
Yakınlarda müze, çalışanlarına Bayramda şerbet ve baklava dağıtmaya başlamış, hem de Konyalı mamulü...