Çin Guilin'de Miao Halkı kıyafetleriyle

1 Aralık 2010 Çarşamba

Dünya Sandığımızdan Daha Fazla ‘Global’


Michigan’daki uluslararası JP Morgan Chase Bankasında yabancı şirketler-mali tahlil bölümünde çalışırken arkadaşlarım Katolik Polonyalı Dorota, Ateist Çinli Xin, Şinto Japon Sachie, Müslüman Pakistanlı Hassan ve zenci Tanzanyalı Adila, Hindu Hintli Latha, zenci Hristiyan Jamaikalı Yolanda, Yahudi Ukraynalı Svetlana ve zenci Presbiteryan Amerikalı Anita’ydı. Hepimiz gelenek ve göreneklerimizi bakış açılarımızı paylaşırdık. Yeni gelen iş arkadaşımıza kendimizi tanıtırken, Anita beni de Avrupa’lı sayın derdi.

Gene aynı bankada bir yabancı şirketin mali tahlilini yaparken müşteri ziyaretine gittim, pazarlamacımla. Görüştüğüm CEO, CFO ve üretim müdürü Fransız, İngiliz ve İtalyan’dı.

Arkadaşım Mete bir Alman şirketi olan Siemens için ABD’yi temsil etmeye Meksika’ya iş ziyaretine gidip Alman, Türk, Bangladeşli, Meksikali, Filipinli ve Ukraynalı iş arkadaşlarıyla buluştu.

Polonyalı iş arkadaşım Detroit’de JP Morgan’da çalışırken hergün evine Detroit’in karşı kıyısı olan Windsor, Kanada’ya gidiyordu. Kendi Amerikan, kocası Kanada vatandaşıydi. Vergi beyannamesi doldurma zamani geldiği zaman başı ağrırdı.

Carlos Ghosn Fransız bir işadamı. Fransız Renault ve Japon Nissan’ın CEO’su. Brezilya’da Lübnanli bir anne babadan doğmuş. 6 yaşında Beyrut’a taşınmış. Cizvit okulunda ortaokulu bitirip, Paris’den mühendislik derecesini almış. Hem Fransız hem de Lübnan vatandaşı. Michigan’da Ekonomi Klübünün toplantısında konuşurken bir üniversite öğrencisi ‘okulda eğitimin yanında neye önem vermemizi tavsiye edersiniz’ diye sordu. Ghosn ‘okulda bir çok yabancı ülkeden arkadaşınız vardır, kültürlerini öğrenin çünkü artık global bir dünyada yaşıyoruz’ dedi.

Peter Ustinov, Emmy, Academy ve Altın Küre ödüllü İngiliz aktör ve yazar. Ataları Fransız, İtalyan, İsviçreli, Rus ve Etiyopyalı.

Dünyaca ünlü Yunanlı soprano Maria Callas “konuşmayı İngiltere’de, düşünmeyi New York’da, giyinmeyi ise Paris’de öğrendim” dedi.

Türkiye doğumlu Yunanlı iş adamı Aristotle Onassis ise Türkiye’den, önce Arjantin’e gidip çalıştı, sonra da Yunanistan’a yerleşti.

Türk insanının mutlaka yurtdışında yaşayan bir akrabası yada tanıdığı var. Benim de bir amcam Alman, diğeri ise Amerikan vatandaşıydı.

Çin, Afrika’daki Angola’ya insan haklarını düzeltme şartı koymadan 2 milyar dolar kredi verip karşılığında petrol alıyor. Angola’nın ekonomisi gün geçtikçe güçleniyor. Çin, bir zamanlarda Kamboçya’daki Khmer Rouge gerillalarına silah sattı. 2 milyon insan Kamboçya’da gerillalarca öldürüldü. Bugünse, Kamboçyalı çocuklar ticaret olasılıkları yüzünden Çince öğreniyor.

Hintliler araba alımından evlilik tarihine kadar her işlerini astrologlara danışmadan yapmazlar. Yıldızların ne zaman doğru yerde olduklarını öğrenirler ki işleri rast gitsin. Bu yüzden de yılın sadece belli aylarında düğün olur. Hint düğünlerine o kadar çok kişi davet edilir ki kimileri düğünlerini stadyumda yapmak zorunda kalır. Hal böyle olunca dünyada altın fiyatları da belli zamanlarda artıyor. Hindistan nüfusunun 1.2 milyar olduğu düşünülürse düğüncülerin altın alıp piyasadaki talebi yükseltmeleri olağandır.

Gröland’da insanlar Japonlar gibi çiğ balık yiyorlar. Kanada’dan yüzerek gelen balıklarsa bol miktarda merküri taşıyorlar. Bu da Gröland’lılara sakat doğan bebekler olarak geri dönüyor.

Nerden nereye nasıl etkileniyoruz, size günlük hayattan ufak global örnekler.

26 Kasım 2010 Cuma

4 Aralık C.tesi Robert College Bizimtepe- Kültürel Farklılıklar Seminerim


ROBERT KOLEJ MEZUNLAR DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU


KÜLTÜREL FARKLILIKLAR WORKSHOP
 DİN’LER

SUNAN       Mehpare Sözener   B.Ü. 1988-Wayne State Univ. MBA 2000

 
TARİH     04 Aralık  2010  Cumartesi

SAAT            13:00 - 16:00

YER    Bizim Tepe Orta Kat

KATILIM BEDELİ    45TL

LCV       Katılmak isteyenler lütfen 30 Kasım 2010
Tarihine kadar bizi arasınlar

Hacer Keskin   hkaraca@rkmd.org.tr
Bizim Tepe       0212 287 0078


SAYGILARIMIZLA,

23 Kasım 2010 Salı

KÜLTÜREL FARKLILIKLAR WORKSHOPLARI

Konuşmacı-Mehpare Sözener

AMAÇ ve İÇERİK: Global bir dünyada yaşamaktayız. Çin’in soya fasulyesine olan talebi Brezilya’daki çiftçilerin yağmur ormanlarını yakıp tarla açmasına sebep oluyor ve tüm dünya bundan etkileniyor. Japon ve Amerikan firmalarının, önündeki araba yavaşladığın da kendi kendine fren yapabilen arabaların üstünde çalışması Hindistan’da yıllardır otobüs ve trenlerin üstünde ayakta hiçbir şeye tutunmadan giden yolcuların umurunda mı? Araba firmaları ürünlerini tüm dünyada sattığına göre farklı ülkelerin taşıtları ne şartlarda kullandığını bilmek zorunda.

Her ülke, her kültür farklı. Farklılıklarımızı anlayamadığımız sürece birbirimizi yargılamak, farklı piyasaları anlayamayıp etkin çalışamamak çok doğal. Oysa hepimizin farklı olduğunu kabul edip yola çıkarsak ortak paydada buluşmak daha kolay. Bu workshop’la temel amacım neden bir diğer ülke vatandaşından farklı olduğumuzu ve sosyal, ekonomik, tarihsel ve de politik yanlarımız farklı olduğundan, aynı konuda aynı şekilde düşünmemizi de beklemenin doğru olmadığını anlatmak… Farklı ülkelerin çarpıcı özelliklerini paylaşacağım.  Böylelikle de katılımcıların hem global dünya gereksinimlerinin farkında olmasına yardımcı olmak, hem de her alanda kendinden farklı olanı korkusuzca kabul etmesini sağlamak amacım.

HAZIRLANIŞ ŞEKLİ: Farklı kültürler tanımak amacıyla seyahat etmek en büyük tutkum. Kırkdan fazla ülkeyi gezerken Türkiye’den farklı gördüğüm şeylerin notlarını aldım. Amerika’da 13 sene yaşayıp farklı bankalarda bir çok ülkeden insanla çalıştım. Hem çeşitli ülke vatandaşları ile hem de yurtdışında yaşamış Amerikalılarla hem kendi ülkeleri hakkında, hem de diğer ülke farklılıkları hakkında görüşmeler yaptım. Günlük hayatımda kültürel farklılıkları gözlemleme imkanına sahip oldum. Konu hakkındaki Amerika’daki ders kitaplarını inceledim. Pervez Müşerref’den Ingrid Bergman’a okuduğum yabancı kişilerin biografilerinden alıntılar yaptım. Power point presentasyonumun tamamı farklı ülkelerin resimlerini kapsadığından oldukça görsel.

BİOGRAFİ: 1967 Kandıra’da doğdum. Işık Lisesi 1983, Boğaziçi Üniversitesi 1988, Wayne State University –MBA 2000 mezunuyum. Türkiye’de T.Emlak Bankasında para piyasalarında dealer, Marmara Bankasında aynı bölümde müdür yardımcısı, Tourama Tourism’de finans ve pazarlama koordinatörü olarak çalıştım. 1996’da Michigan’a yerleştim. JP Morgan Chase ve Fifth Third Bankalarında ticari kredilerde mali tahlil uzmanı olarak kariyerime devam ettim. Royal Bank of Scotland’ın Michigan bölümünde müdür (assistant vice president) olarak çalıştım. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği için Armutlu’da ilkokul çocuklarına ders verdim, şu anda da gene aynı dernek için üniversite öğrencilerine İngilizce dersi veriyorum. Michigan’daki Türk Derneğinin çatısı altında Hindistan’la ilgili bir eğitim semineri verdim. Aynı dernek için Çocuk kulübünü kurup iki sene başkanlığını yapıp ders verdim. Michigan Türk Derneğinin dergisinin 2 sene editörlüğünü yaptım. ABD’deki Dünyada Barış adlı vakfın çalışmalarında gönüllü olarak liderlik yaptım ve en başarışı gönüllü ödülünü aldım. 2009-2010 yılları arasında Kültürel Farklılıklar Workshop’unu Fındıklı Kafika’da gerçekleştiriyorum.

27 Ekim 2010 Çarşamba

Neden sıradışı ülkelere gidiyorum?

40 küsur ülke gezdim. Son yıllarda hep sıradışı, az gidilen yerleri seçtim. Arkadaşlarım soruyor neden diye? Hakikaten neden?

Ben öyle yat bir kumsalda ye, iç, semir tatillerini sevmem. Ruhum sıkılır böyle yerlerde. Bir gün diğerinin tıpatıp aynısı... Kıpırtı olması lazım kalbimde, tatilde olduğumu anlayabilmem için. Etrafımda gördüğüm şeyler, mimariden doğaya insandan kıyafetine beynime stimulus yollamalı. Hem zaten insanlar neye inanırlar, günleri nasıl geçer merak da ederim. Çocukken tek kanallı siyah beyaz tv'mizde bir çocuk dizisi vardı. Her hafta başka bir ülkenin çocuklarını, günlerinin nasıl geçtiğini, oyunlarını, ülkelerini tanıtırdı. Çok isterdim her hafta başka bir ülkede o çocuklarla beraber olmayı. Her ne kadar gittiğim ülkellerde çocuklarla oynamasam da dünyayı görme hayalimi gerçekleştirmeyi başarabilen şanslı insanlardanım.

Haftaya Etiyopya'ya gidiyorum. Soruyorlar ne varmış orda? Hiçbir fikrim yok. Eyfel'i yok, Empire State Building'i yok, Buckingham Sarayı yok. Bu kadarını biliyorum! Ne olduğunu bilmediğim için ama aynı zamanda öğrenmek istediğim için gidiyorum zaten. Çok gelişmiş ülkeler hayal kırıklığı oldu benim için. 'Evet burayı çok iyi biliyorum, uzakdan bile Eyfel olduğunu bildim' dediğimde heyecan olmuyor ki. 'Yüzlerce kez Eyfel'i filmlerde, tv'de gördüm, tamam şimdi bir kere daha görüyorum' diye hissediyorum ben. Oysa Etiyopya'da kabileleri göreceğiz. Daha önce hiç kabile görmedim. Siz gördünüz mü? Nasıl evlerde otururlar, ne giyip, ne yiyip içerler bir fikrim yok. Ama öğreneceğim ve sizlerle paylaşacağım.

Çoğumuzun Avrupalı ya da Amerikalı bir arkadaşı vardır. Kimini iş dolayısıyla, kimini seyahat vesilesiyle tanırız. Ama kaçımız Butan'li biriyle tanışabilir, o sıradışı ülkeye gitmeden. Butan'lı arkadaşım Darji, yabancı yatırımların eco-friendly olması için ülkesinde danışman olarak çalışıyor. Butan'da böyle bir işin olduğunu bilmek bile heyecan verici benim için.

Sıradışı ülkeler bazen önyargılarımızın azalmasını sağlar bazen de ne kadar önyargılı olduğumuzu anlamaya. Ben dünya görüşüm geniş diye övünürdüm, özellikle de 13 sene yaşadığım Michigan'daki Amerikalılarla kendimi karşılaştırdığımda. Kazın ayağı öyle değilmiş. Ben de en az onlar kadar önyargılıymışım. Hindistan'da sokaklara işeyen insanları, otu boku yiyen caddelerde dolaşan inekleri gördükten, yakılan ölü kokusunu içime çektikden sonra, Nepal'de rehber benim uyuşturucu bağımlısı diye etiketleyeceğim adama kutsal adam diye para verince, rehberi orda tapınağın duvarına çalasım geldi. Demek ki neymiş? Ben de önyargılıymışım, başkalarının inançlarına saygı duymayı, geniş bir dünya görüşüne sahip olmayı öğrenememişim. İnanın hala üstünde çalışıyorum.

Son bir senedir Kültürel Farklılıklar diye seminer-workshop arası bir etkinlik düzenliyorum. Hem öğrendiklerimi  hatırlamak hem de ilgilenenlerle paylaşmak için... Yolunuz düşerse beklerim.

Anlatılana göre bir Tibetli rahip Amerikalıya aya gittiğinize inanmıyoruz ama gittiniz, sizde bizim bir ömür boyu aydınlandığımıza inanmıyorsunuz ama aydınlanıyoruz demiş. Görmeden deneyimlemeden bilemeyiz bazı şeyleri.

Evliya Çelebi usulü seyahatiniz ve dünya görüşünüz bol olsun.